Abraham Lincoln’den Oğlunun Öğretmenine Mektup

Eğitimcilik hayatımda yapmaya çalıştığım ve tüm eğitimci arkadaşlarında yapmaları gerektiğini düşündüğüm şeyleri Amerika’nın 16. başkanı Abraham Lincoln oğlunun öğretmenine yazdığı bu güzel mektupla dile getirmiş. Abraham Lincoln, yapılan araştırma sonuçlarına göre Amerikalıların tarihte en çok değer verdikleri ve saygı duydukları başkandır. Fırsatınız olursa hayatını okur neden saygı duyduklarını anlarsınız. Fırsatınız yoksa da aşağıdaki mektubu okuyunca az çok nasıl bir kişilik yapısında olduğunu anlayabilirsiniz. Kısaca değinmek isterim yinede. Lincoln başkan olmadan önce köleliğe karşı olduğunu dile getirmesinden tutunda Meksikaya karşı açılan savaşın hukuksuz ve gereksiz bir savaş olduğunu söylemesi ve durdurulması için çalışmasına kadar pekçok durumda tavrını koymuş bir siyasi kişiliktir. Başkan olunca ilk işi köleliği kaldırmak olmuştu. Başkanlık öncesi ve başkanlık süresi boyunca sergilediği hümanist tavrı, insan hayatına değer vermesi ve adil olmaya çalışması ile Amerikayı hiç bir başkanının olmadığı derecede bilgece ve adaletle yönetmiştir. Bu özlellikleri Amerikayı yöneten perde arkası güçlerin felsefelerine pek uymuyor değil mi? Evet aynen öyle, onların planında dünyaya hükmetme ve insanları maddi manevi köleleştirme arzusu varken bu başkan biraz işleri bozuyor görünüyor! Bu yüzden Lincoln 1865 yılında daha siyahilerin hakları için konuştuktan 3 gün sonra bir tiyatroda suikaste kurban gitmiş ve tarihte suikaste uğrayan ilk Amerikan başkanı ünvanına da kavuşuvermiştir.

Yazmayı ve anlatmayı seven biri olsam da bu kadarı konuyu dağıtmadan amacına yönelik tadında bilgi olarak kalsın.. Birde, sona bir not düşeceğim o kadar..

 

lincolnAbraham Lincoln’den Oğlunun Öğretmenine Mektup

Öğrenmesi gerekli, biliyorum, tüm insanların adil ve dürüst olmadığını.

Fakat şunu da öğret ona,

Her alçağa karşılık bir kahraman, her bencil politikacıya karşılık kendini adamış bir lider vardır.

Her düşmana karşılık bir dost olduğunu da öğret ona.

 

Zaman alacak biliyorum, Fakat eğer öğretebilirsen ona,

Kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.

Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve hem de kazanmaktan neşe duymayı.

 

Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu,

Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona.

Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını.

 

Eğer yapabilirsen, ona kitapların mucizelerini öğret.

Fakat ona sessiz zamanlar da tanı:

Gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebildiği…

 

Okulda hata yapmanın hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.

Kendi fikirlerine inanmasını öğret,

Herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi.

 

Nazik insanlara karşı nazik, sert olanlara karşı sert olmasını öğret ona.

Herkes birbirine takılmış bir yöne giderken,

Kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.

 

Tüm insanları dinlemesini öğret ona.

Fakat bütün dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını öğret.

 

Eğer yapabilirsen,

Üzüldüğünde bile nasıl gülümseyeceğini öğret ona.

Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret. 

 

Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmeyi öğret ona, 

Ve aşırı ilgiye dikkat etmesini… 

 

Ona kuvvetini ve beynini en yüksek fiyatı verene satmasını, 

Fakat hiçbir zaman kalbi ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret. 

 

Uluyan insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona, 

Ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa, 

Dimdik ayakta durup savaşmasını öğret. 

 

Ona nazik davran, fakat onu kucaklama 

Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. 

 

Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun. 

Bırak cesur olacak kadar sabrı olsun. 

 

Ona, her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. 

Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır. 

Bu büyük taleptir. 

 

Ne kadarını yapabilirsin bir bak. 

O, ne kadar iyi, küçük bir insan… 

Benim oğlum… 

Abraham Lincoln

 

Şimdi bunu okuyunca eğitim sisteminin ve ideal öğretmenin de nasıl olması gerektiğini az çok anlamış oluyoruz değil mi? ama bizim eğitim sistemimize bakalım: önceden çok katı ve sert, öğrenciyi yok sayan; şimdi bırakın kızmayı öğrencinin hatasında gözüne dik dik bakan öğretmenin suçlu olduğu otoriteden yoksun, öğretmen ve müdürlerin eğitimcilikten soğuduğu bir eğitim sistemi. Bunun ortası olamaz mı arkadaş uçları zorlamak mı gerek illaki? Çok açık görülüyor ki çeşitili yaptırımlar olmadan bu işin çivisi çıkıyor!

Bu durumu Milli Eğitim için dile getirdim. Üniversitelerde çok şükür böyle bir durum yok çünkü hoca da öğrenci de bilinçli. Neden karışıyorsun peki derseniz, ilk ve orta öğretimdeki sorunlar hepimizin sorunu, o çocuklar bu toplumu oluşturuyor ve kendimi sorumlu hissediyorum.

Soner Arslan
Ağustos 2014

 

Motto: Bilgilendirici ve eğlenceli pazarlama yazıları!

Sevebilirsin...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.